Düğün hazırlıkları sırasında birçok adet ve gelenek duyarsınız. Ancak, gelin buketi gibi en yaygın geleneklerin kendine özgü, eğlenceli ve bazen şaşırtıcı hikayeleri vardır. Gelin buketiyle ilgili birkaç ilginç hikayeyi öğrenmek, buketinizi daha özenli seçmenize ve pozitif çağrışımlarınıza yansıtmanıza yardımcı olabilir.
Çiçeklerin Kokuları
Gelin buketiyle ilgili en sık anlatılan hikayelerden biri, kokudur. Rivayete göre, 16. yüzyılda İngiltere’de insanlar senede bir defa Mayıs ayında banyo yapar ve Haziran ayında evlenirlermiş. Bu nedenle düğün gününde çok temiz kokmaları mümkün olmazdı. Bu kokuyu bastırmak için gelinler taze çiçek buketleri taşırlarmış.
Ancak, buketinizde zambak veya lilyum gibi baskın kokulu çiçekler kullanmanız, kalabalık ve sıcakta sizi rahatsız edebilir. Daha hafif kokulu çiçekler seçmek daha iyi bir seçenek olabilir.
Kötü Ruhlarla Mücadele
Düğünlerdeki birçok gelenek, kötü ruhları uzak tutmakla ilgilidir. Örneğin, nedimelerin görevi, gelinin kim olduğunu anlamayacak kadar kötü ruhları aldatmaktır. Yine duvakla ilgili rivayetlerden biri, gelinin yüzünü kapatarak kötü ruhlardan korunmayı işaret eder.
Kötü ruhların bir diğer düşmanı da gelin buketi olmuştur. Keskin otlar, baharatlar ve kötü ruh savar bitkilerden yapılan gelin buketleri, kötü ruhları geline yaklaştırmadığı söylenir.
İsveç ve Danimarka’daki gelinler, güçlü kokulu bitkilerden keseler dikerek kıyafetlerinin içine koyarlar. Sarımsak, Frenk soğanı ve biberiye gibi bitkileri içeren keselerin iyi şans getireceğine inanılır.
Afrodizyak Etkili Bitkiler
Başka bir hikaye de, gelin buketinin afrodizyak etkisi olan bitkilerden yapıldığıdır. Düğünden sonra, gelin dereotu ve gül suyuna batırılmış kadife çiçeği gibi bitkilerden oluşan gelin buketi, gelin ve damadın gerdek gecesine hazırlanmak için kullanılırmış.
Gelin Çiçeği Atma Adeti
Eski zamanlarda gelinler, düğün gününde özellikle şanslı olduğuna inanılırdı. Bu nedenle gelinin yakınları, şans getirmesi için gelinin kıyafetinden parçalar koparırlardı. Ancak, bu durumdan rahatsız olan gelinler, gelin buketinde çiçekleri havaya atarak dağıtmaya başladılar. Zamanla bu adet değişiklik göstererek devam etti. Bugün gelinler, rastgele havaya atılan buketin, bekar arkadaşlarına şans getirip evlenmelerine yardımcı olduğuna inanırlar.
Farklı kaynaklara göre, çiçeklerin dili ilk olarak 17. yüzyılda İstanbul’da oluşturulmaya başlandı. Çiçeklerin taşıdığı anlamların belirlenmesi, kısa sürede 800 çiçeğin anlamının belirlenmesine ve tüm dünyada ortak bir çiçek dili oluşmasına yol açtı. Tarih boyunca birçok çiçek, taşıdığı anlam nedeniyle gelin buketinde kullanılmıştır.
Sarmaşık Bitkilerden Gelin Buketi
Victorian döneminde, çiçeklerin anlamlarıyla büyülenen insanlar, gerçek aşkı temsil eden gülleri gelin buketinin vazgeçilmez bir parçası haline getirdiler. Eski Yunan gelinleri ise sarmaşık gibi bitkilerle süslenmiş gelin buketleri taşırlardı. Bu çiçekler, eşlerine olan sonsuz aşklarını sembolize ederdi.
Portakal Çiçeklerinden Geleneksel Taçlar
Yunan Ortodoks düğünlerinde, gelin ve damat için portakal çiçeklerinden geleneksel taçlar yapılırdı. Bu çiçekler, beyaz renkleri ve narin görünümleriyle saflığı ve temizliği sembolize ederdi ve hoş bir koku yayarlardı. Orta Doğu’da gelin buketine acı bir bitki olan tarhun katılmıştır. Bu bitkinin, evliliklerin acı zamanlarında bile tatlı olmasını sağlayacağına inanılır.
Sonuç olarak, gelin buketi birçok gelenek ve anlam taşır. Bu nedenle, seçtiğiniz çiçeklerin anlamlarını ve kokularını dikkate alarak özenli bir şekilde seçmeniz önemlidir.